AK Parti Sözcüsü Çelik’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Kaybettiğimiz canlara Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz. Hiçbir şekilde, hiçbir tarafının, herhangi bir şekilde bu meselenin örtülü kalmasına müsaade etmeyeceğiz. Her ne olursa olsun tüm boyutlarıyla açığa çıkması için yüksek bir irade kullanacağız.

Cumhurbaşkanımız da zaten MKYK’nın başlangıç kısmında yaptığı konuşmada bunu net bir şekilde belirtti. Bunu gerçekten hakkaniyetli, gerçeğin ortaya çıkmasına odaklanmış ve şeffaf bir şekilde bütün sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılacağı bir sürecin yürümesine katkı sağlayacağız.

Bu çerçevede adliyenin, yargının yürüttüğü soruşturma, idari soruşturma, aynı şekilde Meclis’te bir komisyonun kurulmasına dair irade, bütün bunlar bir araya geldiğinde, bütün tablo netliğiyle ortaya çıkacaktır. Tabii bu kaybettiğimiz canları geri getirmez, onların üzüntüsünü her zaman yaşayacağız.

Bundan sonrasında benzer faciaların ortaya çıkmaması için bütün bu çalışmalar yol gösterici olacaktır. Ama en önemlisi de hem vicdani, hem ahlaki hem de adli açıdan sorumlu olanların cezasını çekmesi için bütün tablonun açığa çıkmasıyla birlikte gerçekleşecektir.

Yüksekova’da da 12 yaşında bir kız çocuğumuz, başıboş köpek sürücünce parçalandı. Buradan Eslem Teker evladımıza yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Biz bu manzaraların ortaya çıkmaması, burada herhangi bir şekilde benzer bu tabloların yaşanmaması için gerekli olan yasal düzenlemeyi de yaptık. Vatandaşlarımızdan gelen şikayetleri en açık bir şekilde değerlendiriyoruz ve not ediyoruz.         

Bu yasal düzenlemelerin gereğini yerine getirmeyen belediyelerin bunu gerçekleştirmesi için, gereken bütün tedbirlerin alınması için bütün bir irademizle bunun takipçisi olacağız. Hangi partiden olursa olsun bu konuda ihmali olanların üzerine gidilecektir.

7 Ekim 2023’te İsrail’in başlattığı soykırım faaliyetlerinden sonra yakın zamanda ortaya çıkan ateşkes, hepimize buruk da olsa bir sevinç yaşattı. Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte Gazze’deki yıkımın boyutları da çok daha net bir şekilde ortaya çıkmış oldu.

Sivil altyapının yok edilmesinin yanı sıra bu soykırım siyasetinin ortaya koyduğu insanlık dışı, vahşi eylemlerin de boyutu her geçen gün anlaşılıyor.

Bütün bu süreç boyunca Gazze halkı, bu katliam politikasına herhangi bir şekilde boyun eğmedi. Bütün asaletiyle, bütün insanlığın vicdanına hitap edecek şekilde çok güçlü bir direniş sergilediler.

Gazze halkı, gerçekten insanlık vicdanıyla yan yana geldi ve bütün asaletleriyle, bütün haysiyetleriyle, bütün bu soykırım faaliyetlerine karşı direnmiş oldular.

Gazze’deki bu geçici ateşkesin, kalıcı bir ateşkese dönüşmesi esas arzumuzdur. Bu soykırım faaliyetinin daha fazla sürmemesi gerekir.

Gazze ve Filistin toprakları, Filistin halkının öz vatanıdır. O öz vatanda yaşamaya herkes kadar hakları vardır. Buranın savunması için, bu soykırım siyasetine karşı canlarıyla 50 bin şehit vererek; çocuk, yaşlı, kadın hep beraber direnmişlerdir. Dolayısıyla bir halka masa başında kader çizilemez. Bir halka birtakım salon kararlarıyla herhangi bir şekilde istikamet verilemez.  

Gelinen noktada Türkiye, bir yandan Suriye’nin bu zor dönemi atlatması için Suriye halkının ve yönetiminin yanında destek vererek yol alırken, aynı zamanda da bölge ülkelerini bu konularda bilgilendirme, bölge ülkelerini burada birtakım rekabetlerin ortaya çıkması yerine iş birliği içerisinde Suriye’nin doğru bir yolda ilerlemesine yardımcı olma şeklide bir tutum içerisindeyiz.

İlk baştan beri Suriye’ye birtakım yanlış istikamet vermek isteyenler, Suriye’yi yanlış yöne sürüklemek isteyenler ya da Suriye’ye yardımcı olmak yerine onlara birtakım şartlar dayatanların, aslında burada destek olmak yerine yine Suriye’yi bir şekilde bir uydu devlet haline getirmeye çalışmak gibisinden bir yaklaşımları olduğunu görmüş olduk. Bunları hepsi yanlıştır.

Bugün Batı ülkeleri tarafından ortaya koyulacak doğru tavır, Suriye halkının ve yönetiminin yanında olmaktır ve o şekilde ilerlemektir. Biz Suriye’nin toparlanmasının ve kapsayıcı bir yönetimle yoluna devam etmesinin Suriye için kıymetli olduğu kadar bütün bir bölge barışı için de son derece kıymetli olduğunu değerlendiriyoruz.

Başta ABD olmak üzere bütün Batılı ve kurumların da uyguladıkları yaptırımları bir an evvel kaldırmasında fayda vardır.

Kongrelerin tarihiyle ilgili bir yanlış anlaşılma olmuş. 31 Ocak’ta Antalya’da, 1 Şubat’ta İzmir’de, 7 Şubat’ta da bu kongreler gerçekleşerek bütün bu süreci tamamlamış olacağız.

Bu yargıya sunulmamış bir rapor. O bakımdan korsan rapor diye ifade ediliyor. Herhangi bir şekilde görevlendirilmiş bilirkişi heyetinin açıkladığı bir rapor değil.

Bu çok bir büyük bir acı ve büyük bir facia. Onun için herhangi bir şekilde böyle bir suçlama motivasyonundan önce doğru, gerçek olan neyse o ortaya çıksın. Onun neticesinde zaten şunu net söylüyoruz. Ne olursa olsun ve nereye uzanırsa uzansın sorumlular, mutlaka cezalarını alacaklar. Bunda hiçbir tereddüt yok.

Herhangi bir şekilde adli olarak oraya resmen sunulmamış bir raporun yayınlanması, spekülasyon yapılması, buna benzer şeyler sadece meselenin siyasi spekülasyon tarafında kalır. Biz işin o tarafında değiliz ve o tarafında olmayacağız. Biz kaybettiğimiz 78 canımızla ilgili bu acının tarafındayız. Gerçeğin ve hakikatin ortaya çıkmasının tarafındayız.

Ziyaret trafiği o süreçte tamamlandı. Bundan sonrasında beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrı ortaya çıkması. O ziyaret trafiğinde de biz kendi görüşlerimizi ifade ettik. Ziyaret eden heyet de bütün açıklığıyla net bir şekilde sürece, bu konuya nasıl baktıklarını ifade ettiler. Biz de geçmiş dönemdeki yapılan çalışmalar, bu dönemde nasıl baktığımızla ilgili bir tutumumuzu ortaya koyduk.

Bu herhangi bir şekilde pazarlık süreci değil. Herhangi bir şekilde al-ver süreci değil. Devletin temel niteliklerinden taviz verilecek bir süreç değil.

Burada açık bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız da, Sayın Devlet Bahçeli de ‘Terörsüz Türkiye hedefi’ dediler.

Artık bu terör örgütleri, baştan beri bizim açımızdan gayrimeşruydu, baştan beri bizim için hedefti. Ama bunlara çeşitli şekillerde bir mazeret bulmaya çalışanlar açısından da artık tamamen bir tanımıza yük haline gelmiştir.

Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın, hem Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu irade, Türkiye açısından terörsüz Türkiye hedefinin sağlanmasına dönüktür.

Artık bu terör meselesinin ortadan kalkmasıyla ilgili net bir tablo, irade var. Herkes görüşlerini net bir şekilde paylaştı ama dediğim gibi burada herhangi bir şekilde al-ver süreci yoktur. Herhangi bir şekilde devletin niteliklerinden taviz veren, bunu tartışmaya açan bir şey söz konusu bile olamaz.

Milletimizin kimliğinden, kişiliğinden, karakterinden, milletimizi millet yapan değerlerden herhangi bir şekilde taviz söz konusu olamaz.

Bizim şehit ailelerine olan hürmetimizle kimse yarışamaz. AK Parti, Cumhur İttifakı olarak, bizim için son derece azizdirler, kıymetlidirler. Biz onları incitecek, üzecek bir adımın içerisinde de olmayız.”